Tatul, Momçilgrad’ın (Momchilgrad) 17 km kuzeydoğusunda, Doğu Rodoplar’ın küçük köyü Tatul'un güney eteklerinde, Kaya Başı bölgesinde, Arda Nehri'nin en güney kolu olan Büyük Dere Nehri'nin (Golemitsa Nehri) üst kısımlarında bulunmaktadır. Büyük Dere Nehri vadisinin tamamı, özellikle Tatul köyünün doğusundaki Nanovitsa, Postnik, Gurgulitsa, Momina Sılza (Momina Salza) ve Bivolyane köyleri boyunca uzanan bölge çok verimlidir. Bölgedeki tepeler yüksek değildir, aralarında geniş düzlükler vardır ve vadinin tamamı Arda nehri vadisine genişçe açılmaktadır. Tatul yakınındaki arkeolojik alanın yakın çevresi tüm tarihi dönemlere ait kalıntılarla doludur.
Tatul yakınlarındaki kayanın kendisi doğal bir oluşum olarak açıkça ayırt edilebilir ve dik üçgen tabanına sahip yüksek bir doğal kaya piramidi şeklindedir. Kayanın ana duvarları batıya ve güneye bakar, kuzey yüzü Alp zirvelerinin kayalık yamaçlarını anımsatır: kuzeye doğru dik bir şekilde alçalır, kuzeydoğudaki duvar ise neredeyse dikeydir. Kaya Başı'nın kaya oluşumu, kesik bir piramit şeklinde insan eliyle değiştirilen doğal bir olgudur. Kayaya son derece ilginç iki mezar yatağı oyulmuştur. Biri zirvesinde, kelimenin tam anlamıyla açık gökyüzünün altında, diğeri ise güneye bakan ve kayanın kemerli bir kısmıyla kaplı bir niş içinde yer alıyor. Tatul'daki kaya piramidinin konumu ve düzeninin tam bir benzeri şu ana kadar bilinmemektedir. Bu şekilde oluşan bu muhteşem kaya piramidi, tüm tarihi dönemlerde doğal arazi üzerinde yükselmiştir. Günümüzde de ziyaretçilerin ve araştırmacıların dikkatli gözlerinden saklanmamıştır. Kayanın kutsal alanı, iki lahit dışında, doğudan kayalara oyulmuş ve Güneş Tanrısı’na kurbanlar bahşedilen ana sunağa ile iki mezara giden bir merdiven, üç metrelik kuyu, birçoğu kayalara oyulmuş kült alanları, bunlara giden merdivenler, nişler, oluk sistemleri ve sıvı toplamak için havuzlardan oluşmaktadır. Keşfedilen nesnelerinin (kil kaplar, omurlar, seramik kaplar ve bronz nesneler) kanıtladığı üzere tapınağın ilk büyük gelişimini yaşadığı varsayılan MÖ. 18. - 11. yüzyıllarda oluşturulduğuna inanılıyor. MÖ. 13. - 12. yüzyıllarda tapınak depremlerden hasar görmüştür. Bunun sonucunda MÖ. 3.-1. yüzyıllarda kült kompleksini güçlendirmek ve korumak amacıyla tapınak etrafına bir çevre duvarı inşa edilmiş. Bu duvarın içinde, birinin sahip olduğu devasa ve etkileyici yapısı nedeniyle bir tapınak olduğu ve büyük olasılıkla kaya piramidinin işlevlerinin bir kısmını üstlendiği varsayılan, birkaç bina olduğu anlaşılıyor. Yenilenen kutsal alan muhtemelen 1. yüzyılın ortalarına kadar varlığını sürdürmüştür. Roma döneminde tapınak çevresinde birçok yeni yapı inşa edilmiş, önemli miktarda Roma seramik kapları, süs eşyaları ve ev eşyaları bulunmuştur. Helenistik tapınağın ve çevresindeki binaların, zengin bir yerel aristokratın yaşadığı müstahkem bir Roma villasına dönüştürüldüğüne inanılıyor. 3. yüzyılda tapınak yakılmıştır. Ancak 9-10. yüzyılda yeni bir refah dönemi başlamıştır. O dönemde kaya kompleksindeki rekonstrüksiyonların geri kalanı gerçekleştirilmiştir. Tatul köyü yakınlarındaki tepedeki yaşamın son aşaması, zengin mezar eşyalarının (çok sayıda süs eşyası, küpeler, yüzükler, bronz bilezikler vb.) bulunduğu bir Orta Çağ nekropolü (İvan Balkanski'nin araştırdığı) ile belgelenmiştir. Balkanski tarafından nekropolün yapını en geç 13. yüzyılın ortalarına tarihlendirilmiş ve böylece Tatul köyü yakınlarındaki tepenin bin yıllık yaşamının sonuna işaret etmiştir.
Tatul yakınlarındaki kaya kompleksine ilişkin ilk bilgi 1933 yılında yerel tarihçi Nikola İvanov tarafından sağlanmıştır. 20. yüzyılın 60'lı ve 70'li yıllarında kaya tapınak ciddi ilgi uyandırmış ve arkeologlar, tarihçiler, epigraflar gibi birçok Bulgar bilim adamı tarafından ziyaret edilmiştir. Burayı ziyartte bulunan bilim adamları tapınağın doğası ve amacı hakkında ilk hipotezleri oluşturmuştür. Bu ziyaretçilerden bazıları Prof. İvan Venedikov ve Nikolay Vihodtsevski'dir.
Kaya Başı bölgesindeki arkeolojik kazılar 1976 yılında başladı. Kazılar, bölgeyi geç Antik Çağ ve Orta Çağ kalesi olarak tanımlayan Kırcaali Bölge Tarih Müzesi küratörü İvan Balkanski tarafından yürütüldü. Çalışmalarına ilişkin kayıtların bulunduğu 1976 ve 1977 yıllarındaki iki kazısında, alanın iç kısmındaki Orta Çağ nekropolünün büyük bir kısmını ortaya çıkarıldı. Çalışmalar 2004 yılında yeniden başlatıldı ve Prof. Nikolay Ovcharov'un bilimsel rehberliğinde 2005 ve 2007 yıllarında da devam etti. 15 yıllık bir aradan sonra 2022 yılında yenilenen bölgedeki kazılar, Momchilgrad Belediyesi tarafından finanse edilen ve yine Prof. Nikolay Ovcharov'un bilimsel önderliğinde 2023 yılında da devam etti. Arkeologlar bu iki sezon boyunca 5.-6. yüzyıllarda inşa edilmiş ve 11.-12. yüzyıllara kadar varlığını sürdüren bir kiliseyi, temellerinin altında muhtemelen bir pagan tapınağı olan eski bir anıtsal yapıyı kaydetmeyi başardılar.
Kaya oluşumları vadinin en yüksek noktaları değildir, ancak ideal merkezindedir, çevredeki tüm tepelerle görsel bağlantısı vardır ve nehir yatağı boyunca uzanan bölgedeki ana yol üzerinde bir görüş sağlamaktadır. Tatul'u bu kadar etkileyici, mistik yapan ve onunla ilgili efsaneleri ayakta tutan da bu konumudur.
Tarih Öncesi, Antik Çağ ve özellikle Orta Çağ'da Tatul yakınındaki tepenin doğu ve güney yamaçları mimari komplekslerle kaplıydı, ancak bugün bu alan ormanlarla örtülüdür.
Çalışma Saatleri:
Pazartesi - Pazar 09:00 - 20:00 /yaz ayları/
Pazartesi - Pazar 09:00 - 17:00 /kış ayları/
Giriş Ücretleri:
Yetişkinler için 4 BGN
Emekliler ve öğrenciler için 2 BGN
Rehber eşliğinde ziyaret için 15 BGN
Bir yanıt yazın