Вход

Blog

Костадина Костова разказва за „Трифена“: история, родена от древната памет на Родопа

Kostadina Kostova, “Trifena”yı anlatıyor: Rodop Dağı’nın kadim hafızasından doğan bir hikâye

Sıralanmış olaylar, solmuş tarihler, mermerleşmiş isimleri ile Tarih çoğu zaman bize uzak ve soğuk görünür. Ancak bazen bir kitap çıkar ve geçmişe hayat üfler, onu canlı, nefes alan, insan korkuları, hırsları ve duygularıyla dolu bir hâle getirir.
. Тrifena ile Kostadina Kostova bizi antik Rodoplar’ın kalbine götürüyor; burada gerçek olaylar ile sanatsal kurgu iç içe geçerek, güç, görev ve olgunlaşma üzerine etkileyici bir anlatı sunuluyor.
Onunla, mekânın gücü, gerçek ile hayal arasındaki denge ve yolculuğun nasıl Pontus kıyılarından başlayıp Perperikon 'a uzandığını ve oradan tekrar kendimize döndüğünü konuşuyoruz.

1. “Trifena”yı yazarken Perperikon’un tarihî bağlamı ve antik Rodoplar sizi en çok hangi yönüyle cezbetti?

Rodoplar kalbimde özel bir yere sahiptir; bu dağlara derin bir aidiyet hissediyorum, çünkü aynı zamanda benim doğduğum yerdir. Bu topraklardan doğrudan ya da dolaylı olarak bahseden her tarihî kaynağa rastlamak benim için büyük bir heyecandır. Perperikon’un büyüsü bugün bile hissediliyor. Sevdiğim ve beni derinden etkileyen bir şeyi bir hikâyeye dönüştürmek benim için doğal bir içgüdüdür.

2. Bir hikâye oluştururken mekânın sizin için önemi nedir? İlham önce mekândan mı gelir, yoksa kelimelerden mi?

Antik Traklar hakkında yazma ilhamı öncelikle Rodoplar’a duyduğum aşktan kaynaklandı. Yazma sürecinde ve sahnelerin oluşturulmasında ise beni esas yönlendiren karakterler oldu. Onların çevreleriyle sürekli etkileşim içinde olmalarını sağlamaya çalışıyorum; bu anlamda mekânlar da hikâyede adeta canlı karakterler haline geliyor. Antonia Trifena deniz yolculuğuna çıkar; karaya ayak basması ve Trakya topraklarının kalbine girişi ise onun kişisel olgunlaşmasının başlangıcını simgeliyor.

3. Araştırma süreci ne kadar sürdü ve bu süreç nasıl ilerledi??

Araştırmalarımın başladığı tarihten bu yana tam 12 yıl geçtiğini fark etmek beni şaşırttı. Bu süre zarfında Traklar ve bölgemizdeki Antik Roma hakkında çeşitli kaynakları takip ettim, araştırdım ve okudum. Son üç yıldır ise özellikle Antonia Trifena ve romandaki olaylar üzerine yoğunlaşmış araştırmalar yaptım. İlk romanım “Üçüncü Krallık”ta olduğu gibi, araştırmanın bir kısmı yazma sürecinde gerçekleşti. Ancak yazmaya başlamadan önce, dönemin ruhuna tamamen nüfuz etmiş olmam gerekiyordu.

4. Antonia Trifena tarihî bir kişiliktir – Marcus Antonius’un soyundan geliyor. Gerçeklere sadık kalmak ile edebiyatın özgürlüğü arasında dengeyi nasıl kurdunuz??

Romanda, Antonia’nın annesi Pythodoris, Kapadokya Kralı Archelaos, Ermenistan Kralı Tigranes, Prens Kotys ve Odrys kraliyet ailesi gibi pek çok gerçek tarihî figür yer alıyor. Ayrıca dolaylı olarak geleceğin imparatorları Tiberius ve Caligula da romanda bulunuyor. Bu karakterlerle ilgili tarihsel olaylara da yer verdim: Archelaos’un bölgedeki etkisi ve siyasi müdahaleleri, Tigranes’in tahttan indirilmesi, Augustus’un bu imparatorluk sınırındaki topraklarda barışı koruma politikası gibi. Önemli bir yer tutan bir başka olay da, Bessilerin rahibi Vologes tarafından başlatılan büyük isyandır ki, bu isyanın bastırılması için Roma valisinin müdahalesi gerekmiştir. Sanatsal özgürlük alanını çok geniş tutmamaya çalışıyorum – bazen sadece küçük bir ayrıntıyı doğrulamak için haftalar harcadığım olur, ki bu ayrıntı doğrudan olay örgüsünü bile etkilemeyebilir. Benim için önemli olan, “sahnenin”, yani metnin arkasında sağlam bir yapı olmasıdır – tarihsel gerçekler ve yazarın bilinçli tercihlerinden oluşan bir temel. Bu nedenle, kurgu öğelerinin de dönemin ruhuna ve gerçekliğine mümkün olduğunca uygun olmasına özen gösteriyorum.

5. Antonia Trifena’nın karakteri güç, sorumluluk ve kadınsal direnci bir araya getiriyor. Bu yönleriyle günümüzdeki kadınlık anlayışlarıyla nasıl bir ilişki kuruyor?? Sizce Trifena, 21. yüzyıldan bir kadına ne söylerdi??

Çok ilginç bir soru. Belki şöyle derdi: “Düşündüğünden daha güçlüsün.” Bizler bugün, Antonia’yı hayran bırakacak özgürlüklere ve konforlara sahibiz, fakat bunları çoğu zaman kendiliğinden var sayıyor, kıymetini unutuyoruz.

6. “Üçüncü Krallık” okurları “Trifena”ya nasıl tepki verdi? Sizi şaşırtan bir geri bildirim oldu mu?

Şu ana kadar geri dönüşler çok olumlu ve güzel oldu, ve okuyucuların “Trifena”da kendi başına heyecan verici bir hikâye bulmalarını umuyorum. İki kitap gerçekten farklı tarihî dönemleri ve dinamikleri anlatıyor, ama her ikisi de çok ilginç çağları konu alıyor. Okuyucu yorumları bana bu benzerlikleri fark ettirdi — canlı karakterler, etkileyici atmosfer ve ilginç çatışmalar. Bu güzel sözler için minnettarım.

7. Yazma sürecinde sizi kimler ya da hangi kitaplar eşlik ediyor – ilham aldığınız favori eserleriniz var mı?

Antik temalardan bahsedersek, benimle kalan ve sık sık döndüğüm eser Quo Vadis. Orada Sienkiewicz her şeyi bir araya getiriyor — derin bir felsefe, zengin tarihî arka plan, ilgi çekici bir olay örgüsü ve dokunaklı bir aşk hikâyesi. Ayrıca, unutulmaz bir karakter olarak Petronius da yer alıyor.

Yazarın fotoğrafı: Nevena Rikova

Diğer fotoğraflar: visitkardzhali.com ve knigolubitel.com

Röportaj, visitkardzhali.com ve https://knigolubitel.com/ 'un ortak girişimidir.

Benzer paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

tr_TR